1915 Ermeni Soykırımı ile yüzleşmek neden zor ama önemli?

Bu yıl, 2015, 1915’in 100. yıl dönümü. Bir asır geçmiş ve biz Türkiyeliler olarak hala 1915’te komşularımız / yurttaşlarımız olan Ermenilere ne olduğuna dair gereken yüzleşmeleri yapmış ve bu konuda ne toplum olarak kendi içimizde ne de 1915’te öldürülen Ermenilerin çocukları / torunlarıyla barışık bir noktaya gelebilmiş

Yüzleşme süreçlerinde özür, tazminat, tamirat

Bir süredir tartıştığım geçmişle-kendimizle-yüzleşme ve çatışan-iki-tarafın-uzlaşması süreçlerindeki ögeleri / aşamaları bu yazıyla tamamlıyorum. Daha önce tartıştığım ilk beş ögeyi / aşamayı hatırlarsak: Güven / güvenlik: Taraflar birbirlerine asgari güven duyacaklar ve kendilerini güvende hissedecekler. Eşdeğerlilik ve saygı: Taraflar birbirlerini eşdeğer olarak görecek ve asgari saygı gösterecek.

Yüzleşme süreçlerinde bilgi, duygu ve anlam

Türkiye’de köşe yazısı yazarken gündelik siyasetin hay huyuna kapılmamak neredeyse imkânsız gibi. Öte yandan bu gündelik siyaset kendi başına o kadar tüketici ki, sadece onunla ilgilenmek de bir karartma işlevi görebiliyor. Örneğin bugünlerde “çözüm süreci”nde nasıl davranılması gerektiğine dair Erdoğan ile Hükümet arasında çıkan gerilim

Yüzleş → Uzlaş → Barış

Daha önceki yazılarda, Türk-Kürt meselesinde her iki tarafın da kabul edebileceği, makul bir çözüm yolunun mutlaka bir yüzleşme mekanizmasını içermesi gerektiğini vurgulamış (bkz: 11 Eylül 2014 tarihli yazı) ve yüzleşme konusuna bir giriş yapmıştım (bkz: 21 Eylül 2014 tarihli yazı). Yüzleşme nedir, nasıl bir şeydir, ne işe

Erkek şiddetini besleyen faktörler

Bütün Türkiye Özgecan Aslan’ın hunharca katliyle sarsıldık. Üzüldük, öfkelendik, isyan ettik. Mersin Çağ Üniversitesi Psikoloji Bölümü Hazırlık sınıfı öğrencisi Özgecan’ın babası Mehmet Aslan’dan öğrendiğimize göre, “Özgecan’ın en büyük hayali ünlü bir psikolog olmaktı. Belki de oldu.” Sosyo-politik meselelerle, özellikle de şiddet meselesiyle de ilgilenmeye çalışan bir klinik psikolog /

HDP’nin baraj sınavı: Riskler ve imkânlar

HDP yönetimi Haziran’daki genel seçimlere şimdiye dek hep olduğu gibi bağımsız adaylarla değil de parti olarak gireceklerini açıkladığından beri siyasi gündemin ön sıralarında büyük bir heyecanla bu konu tartışılıyor. Açıkçası ben de yakın zamanlara kadar bunun fazla erken ve altı pek doldurulmadan alınmış, aşırı riskli ve

Gezi Direnişi Yazıları

2013 Haziran ayının ilk iki haftasında gerçekleşen Gezi İsyanı'nın 1. yıldönümünde o zaman düzenli yazdığım T24 internet gazetesinde yayınladığım üç makaleyi burada bir arada sunuyorum. Gezi derslerini 10 alt-başlıkta ele alıyorum: 1) Azim, 2) Ekoloji, 3) İsyan, 4) 12 Eylül'e elveda, 5) Şiddetsizlik, 6) Çoğulluk,

Narsisistik / Anti-Sosyal Kişilik Tipleri ve Liderlik

Narsisizmin yoğun ve özel bir alt-türü olarak anti-sosyal (eski dilde psikopatik) kişilik tarzı özellikle siyaset ve iş dünyasında yaygındır. Dünya’da da Türkiye’de de… Narsisistik özellikler: Empatisizlik, ötekilere uzantı muamelesi, büyüklenmecilik, ben-merkezcilik, hep haklı ve hakkı olduğunu düşünme, rekabetçilik, mükemmeliyetçilik, alınganlık, derinde özdeğer ve özgüven kırılganlıkları, derin

30 yıl sonra Diyarbakır Cezaevi Cehennemine Psiko-Politik Açıdan Bakmak

Diyarbakır 5 No.’lu Askeri Cezaevi Gerçekleri  Araştırma  ve Adalet  Komisyonu, 2010-14 yılları arasında faaliyet göstererek, 1980-83 askeri cunta döneminde Diyarbakır Cezaevi'nde tutuklu ya da hükümlü olarak bulunmuş 5000+ kişiden 500+'üne ulaşmış ve onlarla cezaevinde neler yaşadıklarına dair kapsamlı görüşmeler gerçekleştirmiştir. Bu çalışmanın kısmi bulgularını 1